GAZİANTEP ŞEHİTKAMİL İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Çanakkale Deniz Zaferi´nin 100. Yıldönümü ve Şehitleri Anma Günü Programı

Çanakkale Deniz Zaferi´nin 100. Yıldönümü ve Şehitleri Anma Günü münasebetiyle Gaziantep Valiliği´nce resmî bir tören düzenlendi
Çanakkale Deniz Zaferi´nin 100. Yıldönümü ve Şehitleri Anma Günü Programı


İlk program sabah saatlerinde Gaziantep Asri Mezarlığı´nda bulunan Şehitlilk´te yapıldı. Törene askerî ve mülki erkân tam kadro katıldı. Saygı duruşu, saygı atışı ve İstiklal Marşı´nın ardından Tank Binabaşı Hasan Filiz tarafından günün anlam ve önemini belirten konuşma yapıldı. Vali Ali Yerlikaya´nın Şehitlik Defteri´ni imzalamasının ardından Vali Ali Yerlikaya´nın yazdığı metin sunucu tarafından okundu. İl Müftüsü Ahmet Çelik´in şehitlerin ruhuna okuduğu duaların ardından şehitlikte bulunan şehit mezarları ziyaret edildi. Burada şehit aileleri ve yakınlarıyla görüşen protokol üyeleri mezarlara kırmızı karanfiller bıraktı. Şehitlik ziyaretinde duygusal anlar yaşandı.

Program dâhilinde ikinci tören Gaziantep Devlet Tiyatrosu Onat Kutlar Sahnesi´nde gerçekleşti. Protokolün tam kadro katıldı törende günü anlam ve önemini belirten konuşmayı İl Millî Eğitim Müdürümüz Mustafa Yanmaz yaptı. Yanmaz konuşmasına protokolü selamlayarak başladı ve şunları söyledi:

"Bugün, yakın tarihimizin en büyük destanı Kurtuluş Savaşımızın ön sözünün yazıldığı Çanakkale Muharebelerinin bir anlamda başlangıcı olan Çanakkale Deniz Zaferi’nin 100. yıl dönümüdür. Bu zafer, gök kubbesi kaybolmuş bir milletin yeniden şahlanışının öyküsüdür. Metrekareye altı bin merminin düştüğü, kurşunların havada çarpıştığı bir hikâyedir. Anadolu coğrafyasının her bölgesinden, her haneden çocukların yan yana savaştığı, şehit düştüğü ve vatan toprağında koyun koyuna yattığı tek cephedir. Kalem tutacak yaştaki ellerin silahlara sarıldıkları, yaşları küçük ama yürekleri büyük Mehmetçiklerin şan ve şeref dolu hikâyesidir.

Bugün, Birinci Dünya Savaşı´nda Çanakkale Boğazı’nı denizden zorlayarak geçmek isteyen İngiliz ve Fransız ortak donanmasına Çanakkale Boğazı’nın mezar edildiği gündür. Bugün Yüzbaşı Hakkı Bey kumandasındaki Nusrat mayın gemisinin Karanlık limana döşediği mayınlarla düşman donanmasını birkaç saat içinde şaşkına çevirdiği, o dev gemilerin Boğaz sularına gömüldüğü gündür. Bugün kahraman Türk askerinin, Havranlı Seyit Onbaşı’nın dünyaya “Çanakkale geçilmez.” diye haykırdığı gündür. Çanakkale Deniz Zaferi, 2,5 asırdır hep kaybeden, geri çekilen, teslim olan, boyun eğen Osmanlı ordusunun silkinişi, uyanışı, yüz yıllara meydan okuyuşudur.  Türk’ün şan ve şeref sayfalarından biridir.

18 Mart 1915’te hezimete uğrayan, Mehmetçiğin iman dolu göğsünün Çanakkale Boğazı´na çelikten bir duvar olduğunu görüp Boğaz’ı denizden geçemeyeceğini anlayan İngiliz ve Fransızlar bu kez karadan saldırmıştır. 25 Nisan 1915 günü denizden karaya asker çıkaran İtilaf Devletleri, karşılarında Kurmay Albay Mustafa Kemal Bey’i, Miralay Selahattin Adil Bey’i, 57. Alayı, Mehmetleri, Hasanları, Alileri, Ahmetleri, Hüseyinleri kısaca şehit oğlu şehitleri buldular. Güzelim vatan toprağına düşmanın kirli çizmeleri basmasın diye iman dolu göğüslerini düşmanın kör kurşunlarına siper eden kahraman Mehmetçik’i karşısında gören düşman askeri afalladı. Bu nasıl bir imandı? Metrekareye 6 bin mermi düşerken, havada adeta uçuşan mermilerin üzerine doğru “Allah Allah” nidaları ile koşan bu yiğitler kimdi? Kiminle savaşıyordular? Oysa onlar Avustralya’dan, Yeni Zelanda’dan tatil için, toprak edinmek için geldiklerini sanıyorlardı, yanıldılar. Anafartalar´da askerlerine, "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler, başka komutanlar gelebilir." diyen 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal Paşa’yı, vatan için topyekûn canını feda eden 57. Alayı hesaba katmadılar. Savaşın sonunda 100 binleri aşkın şehit verdik. Ama yenilmedik, teslim olmadık. Düşman, 1915 yılının Aralık ayında Çanakkale’den ve Gelibolu Yarımadası’ndan tamamen çekildi. Hem de yarı kuvvetiyle… Tatil için, eğlenmek için, toprak edinmek için Dardanel’e gelen Anzaklar’ın yarısı evine dönemedi. Orada toprağa karıştılar.

Birçok cephede devam eden I. Dünya Savaşı 1918 yılının Ekim ayında yapılan Mondros Mütarekesi ile sonuçlandı ve Osmanlı’nın da yer aldığı İttifak Devletleri savaşın mağlubu sayıldı. Sevr Anlaşması’nı müteakip Anadolu’yu işgal eden düşman aynı Çanakkale’de olduğu gibi karşısında göğsü imanla dolu Mehmetçik’i ve bir milletin makûs talihini değiştiren 20. yüzyılın en büyük devlet adamı Mustafa Kemal Paşa’yı buldu. Olmadı, yine başaramadılar. Anzaklar’dan sonra Yunanları Anadolu’ya getiren İngiltere; Antep’i, Adana’yı, Maraş’ı, Urfa’yı gözüne kestiren Fransa ve İtalya yine bozguna uğradı. Şehit oğlu şehit Mehmetçik yine kanının son damlasına kadar vatanını savundu. Akif’e İstiklal Marşı’nı yazdırdı, kanıyla al bayrağı boyadı ve nihayet düşmanı Ege Denizi’nin sularına gömdü.

Çanakkale Zaferi gibi büyük bir mirasa sahip olan milletimizin böylesine bir destanla övünmesi, kahramanlık ve fedakârlık dolu bu destanı tüm dünya milletlerine iftiharla anlatması en doğal hakkıdır. Çünkü Türk’ün harim-i ismetine, vatanına saldıranlara karşı, onuruna ve namusuna sahip çıkma mücadelesine sahne olan bu eşsiz zafer, tarihte başka hiçbir ulusa nasip olmamıştır. Ben de bu duygularla Çanakkale Deniz Zaferi’nin 100. yıldönümünü kutluyorum.

Yanmaz´ın konuşmasının ardından Kurmay Binbaşı Gökmen Oran tarafından "Çanakkale Savaşları" ile ilgili bir konferans verildi. Konferansın ardından Şahinbey Ömer Özmimar Anadolu İmam Hatip Lisesi´nce hazırlanan tiyatro gösterisi ve şiir dinletisi yer aldı.

Yaprak Mah. Sinler Sk. No20 Şehitkamil Gaziantep - 0342 323 24 40

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.